Yarin, 15 Mayis'ta cok ozel bir firsat var arkadaslar: sabah uyandiginiz anda yapacaginiz 3-4 dakikalik bir calisma! Beki
Not: Gun icinde okursaniz, gun dogumuna niyet ederek yapin calismayi...
Isik olsun!
Bu mesaj, dunyanin neresinde olursaniz olun, siz isik iscileri icin… 15 Mayis 2012’de gundogumu ile birlikte, her birimiz icin isik verme ve hem icimizdeki hem de “disimizdaki” karanligi donusturmek icin cok ozel bir zaman dogacak. Gun dogdugu anda her birimizin yanibasinda iki kapi acilacak: biri isigin, diger de karanligin kapisi. Bu olusum, tek tek dunyada yasayan herkes icin ve toplu olarak hepimiz icin olusacak: yani insanlik ve dunya icin de olusacak.
Bu ana nasil yaklastigimiz son derece onemli, hem bireysel olarak bizim icin, hem de toplu olarak, isiga yolculugumuzda insanlik ve dunya icin. Sunu hatirlamamiz onemli: eger bizler isigi seciyorsak, bu secimle birlikte her seye sevgiyle yaklasmayi da secmeliyiz. Bu da, karanliga da sevgiyle yaklasmak demektir. Isigi secmek, her seyin ama her seyin Allah tarafindan yaratildigini hatirlamaktir. Yani her seyin ozunun aslinda sevgi oldugunu, baska hicbir sey olmadigini hatirlamak demektir isigi secmek. Isik iscilerine dusen, hem icimizdeki hem de ‘disaridaki’ karanliga sadece ve sadece sevgiyle yaklasmak, ve ona sevgimizi akitmaktir. Icimizde ve disimizda olan her seye sevgimizi akittigimiz zaman karanlik donusur, ya da en azindan isik artar.
Kisa bir sure once rehberim bana Atlantis ve Lemurya doneminden gelen ve unuttugumuz bazi hikayeleri hatirlatti. O zamanlar insanlik olarak bir kez daha isiga cok yaklasmistik. Neredeyse basarmistik. Fakat o zamanlarda bir hata yaptik, ufacik bir hata… Rehberim bu konuda soyle dedi:
“Bazen, isikta olmak, tamamen korundugun iluzyonunu yaratabiliyor, ama burada cok ince bir cizgi var. Ve bazen, maalesef ki bazen, insan isiktayim diye, egosuna yenik dusebiliyor. Bu yuzden gecmiste olanlari hatirlamak, ayni tecrubeleri tekrar yasamamak icin onemli. Hatirlayin: siz isiga ne kadar yaklasirsaniz, karanlik da size o kadar yaklasiyor, cunku karanlikla isik arasinda bir denge var. Sadece karanligi sevgiyle kabul ederseniz, bunu basarabilirsiniz. Karanligi sevgiyle kabul edebilmek icin de, gecmiste olanlari tekrar yasamamaniz gerekir.
Gecmistekiler karanliga sevgiyle yaklasmadilar. Karanlik, isiktakileri sadece isiktakilerin kendilerini karanliga cekmesiyle yendi. Aslinda karanlik hicbir sey yapmadi. Sadece isikta olanlar, “Biz karanliktan cok daha gucluyuz. Biz karanligi yendik!” diyerek, kendi kendilerini karanliga cektiler. Karanlik sadece seyretti.”
Bu sefer, biz farkli davranacagiz. Isigimiz artirmanin en iyi yolu, karanliga saldirmak degil, karanligi sevgiyle kucaklamaktir. En guclu ve en dogru yol, hem icimizdeki, hem de disimizdaki karanliga sevgi ile yaklasmak, ona derin, icten ve saf sevgimizi yollamaktir.
“Siz, gunessiniz.” dedi bana rehberim. “Karanligi, kar parcaciklari gibi dusunun. Siz onlara isiginizla dokundugunuzda, onlar da degisecek, sifalanacak ve suya donusecekler.”
Bu sozleri duydugumda gozlerimin onunde beliren goruntu, dogan gunesin dunyamizi aydinlattigi goruntusuydu. Gun dogumu anini dusunun… Gunes ufukta belirir ve gunes yukseldikce, karanlik dagilir, etraf isir. Biraz yukaridan gunesin dogumunu izlediginizi hayal edin: aydinlik yeryuzune yayildikca, karanlik geri cekilir ve isiga donusur. Etraf giderek daha da cok aydinlanir; gayet dogal bir sekilde, buyuk bir guzellikle ve sevgiyle. Iste mesaj da bu.
Yani, 15 Mayis 2012’de uyandigimiz anda, hepimiz icin gecerli olan rehberlik soyle:
Her iki yanimizdaki kapilari dusunun: isigin ve karanligin kapilari: hem icimizdeki, hem de disimizdaki isik ve karanligin kapilarini. Derin bir nefes alin ve piril piril, simsicak bir gunesin tac cakranizdan girerek, asagiya dogru tum varliginiza yayildigini hayal edin, veya buna niyet edin. Bu gunes vucudunuzdan asagiya dogru inerken, yolundaki her seyi saf isiga donusturecektir. Gunes kalbinize ulastiginda, en cok sevdiginiz insani dusunun. O kisiyle gecirdiginiz en guzel ani dusunun… Yureginizin tamamen sevgiyle doldugu, o buyuk sevginin yureginizden aktigi ani hissedin. O sevginin yureginizden aktigi, yuzunuze sevginin gulumsemesinin yayildigi an, derin bir nefes daha alin ve kalbinizdeki gunesin, sizin sevginizle isiyarak icinizdeki HER SEYI aydinlatmasina izin verin. Isterseniz o an sunu soyleyebilirsiniz:
‘Icimdeki, disimdaki, butun karanligi sevgiyle kucakliyorum. Sen bensin, ben senim, biz isigiz…’
Birakin o gunes, asagiya insin ve her seyi isiga donustursun. Gunes tabanlariniza ulastiginda, batip tekrar dogmaya hazirdir, tipki Avrupa’da batan gunesin, Asya’da dogmak uzere olmasi gibi.
Ve simdi, yepyeni bir gunes, dogmaya hazirdir… O yeni dogan gunes, basinizin uzerindeki tac cakranizdan asagiya iner ve her seyi aydinlatir. Biraz once biz, icimizdeki karanligi sevgiyle kucaklarken, gunesin her seyi ama her seyi sevgiye donusturmus oldugunu bilin. Icimizde henuz sevgi olmayan ne varsa, hepsi sevgiye ve isiga donustu – dogal ve guzel bir sekilde, ve sevginin mucizevi gucuyle.
Biz parladikca, dunyamiz da parlar. Ve bu, boyledir.
Cunku icerisi nasilsa, disarisi da oyledir. Ve oyle de oldu.
Sevgi ve isikla,
Beki Ikala Erikli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder