23 Eylül 2011 Cuma

Kime;ne icin kibirleniyoruz ki?....



Merhaba sevgili melek arkadaslarim..:)))

Sanirim sizlere yazmayi ozlemisim..Sabah uyandigimdan beri beri ses bana "yaz;yaz" deyip duruyo...:))Soldan soldan geldiler iste,,,Yaz,yaz derken de bi yandan diyo ki:Kibir hakkinda yaz....
Gecen carsamba Muhtesem Yuzyili seyrettigimda sonundan cok etkilendim;sanirim ondan..Savaslari kazanip;Osmanli bayragini nerdeyse tum Avrupa'ya diktikten sonra Suleyman dedi ki:"Kibirlenme Suleyman!Sakin kendini egona kaptirip;kendini buyuk sanma..Buyukluk Yalniz Allah'a mahsus..Ancak o zaman sana cennet kapilari aralanir ve hakiki dunyada o zaman mutlu olursun!"Gercekten tuylerim diken diken oldu..O gunden beri de cok kafamda bu konu;sanirim bu yuzden de paylasmak istedim...

Dogdumuz andan itibaren bize yuklenmeye basliyor hersey..Iyi bir egitim al;iyi bir evlilik yap;kariyer yap;ev al;araba al;yap yap yap;al al al.....Bu iluzyonun icinde yarattigimiz sanal dunyayi merkez bilip;bu bedeni sonsuz sanip basliyoruz didinip durmaya..Hirslar;yarislar;planlar;v.s....Sonra bunlari basarmaya basladigimizda da beraberinde geliveriyor kibir...Kendimizi dunyanin merkezinde gorme;bizim yaptigimizi kimse yapamaz zannetme;her dusundugumuzun dogru olduguna inanma...Bu buyukluk duygusu oyle beslenerek buyuyen bir duygu ki zaten..Biz boburlendikce;etrafimizda bizi pohpohlamaya devam ettikce artiyo da artiyo...Sonra bir de bakmisiz ki;Hz. Omer'in dedigi gibi;Sureyya yildizina varacak kadar sismisiz....E sadece sismekle kalmamisiz;kendimizi oyle bir yere koymusuz ki;etrafimizdakileri de begenmemeye baslamisiz...Yalniz kendimizi begenmeye;bizdeki meziyetleri takdir etmeye;digerlerini asagilamaya baslamisiz...

Allah Kur’an’ı Kerim’de buna “insanlardan büyüklenerek yüzünü çevirme ! Yeryüzünde şımarıklıkla yürüme! Çünkü Allah büyüklük taslayan ve böbürlenen kimseleri sevmez.”(lokman/18) ayeti ile işaret eder.Yine
İsra Sûresi 37-38. Âyet der ki "Yeryüzünde kibir ve azametle yürüme! Çünkü sen asla yeri yaramazsın ve boyca da dağlara erişemezsin. Kötü olan bütün bu yasaklar, Rabbinizin sevmediği şeylerdir.

Mesela istemeyiz bizim gibi olmayanlarla ayni yerde oturmayi..Hele hele biz Turkler..Restorana biraz ustu basi kotu biri girdi mi (hos o da cesaret edip giremez ya);bi baska bakariz ona "Ne isi var bunun burda diye?"....Hastalari;yaslilari sevmeyiz.."Uff" deriz hep yaslilar bizimle konusmaya calistiklarinda di mi?...Eski elbiselerimiz giymek istemeyiz;"eskidi onlar deriz;modasi gecti"..Kostururuuz hemen yeni sezon kiyafetlerimizi almaya...Ama eskilerini de atamayiz..Oyle sahipleniriz ki dunya malini..Madem kullanmiyoruz; o halde paylasip belki baska birine sevinc vesilesi olamaz miyiz??...Zengin;nufuslu biri bizi bir davete cagirdiysa kosa kosa gideriz;ilerde faydasi olur diye..Ama fakirse cagiran pek de onemsemeyiz;"Amaaaannn;bosver" deyiveririz...Hele de biraz basari ve para kazanip;statu sahibi olduysak;iyice kabaririz..Isteriz ki biz odaya girince herkes ayaga kalksin...Kalkmazsa da seneler sonra da olsa acisini cikaririz;ayni Tayyip'in iceri girdiginde pasalarin ayaga kalkmamis olmasi gibi;gunu gelince hepsini atariz teker teker iceri...Selam vemeyiz kimseye;selami karsidan bekleriz...Geldiginde de yarim agiz selam veririz...Dogru sozu;hakli elestiriyi kabul etmeyiz;daha dogrusu hakliligini kabul etmeyiz..Kusurlu oldugumuzun soylenmesine tahammul edemeyiz..Hemen geciveririz savunmaya..En guzeli de zaten karsimizdaki asagilayacak bisey bulmaktir ki;boylece kendimizi daha iyi hissederiz...Verilen nasihati almayiz.."Sen kendine akil ver" deriz..Sozunu kesiveririz zaten;ya da baslariz kavgaya...Guzellik;genclik;mal;servet;bunlarin hepsinin gecici oldugunu;daha da onemlisi burada kalacagini unutuuuuurrrrr gideriz iste oyle...

Bilgelerden biri şöyle demiş: “İnsanın yüreğine az olsun çok olsun, bir defa kibir girecek olursa, bu kibir ne miktarda olursa, akıl da o miktarda azalır.”


Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm da:

"Kalbinde zerre miktar kibir bulunan kimse aslâ cennete girmeyecektir!" buyurmuş..


Hz. Mevlana’ya göre; “Kibirli insan, merdivenlerin basamaklarına çıkan kişiye benzer. Kendini ne kadar yükseğe çıkarırsa, düşmesi o kadar feci olur.”

“Kibir, daha önceden melek olan şeytanın lanetlenmesine sebep olmuş, ebediyen aftan mahrum kalmıştır.”


Bir filozofun kölesinden anlatılan hikâye ibretliktir: Zamanın büyüklerinden biri filozofa karşı övününce, filozof ona şöyle demiş: “Bana atınla övünürsen, buradaki güzellik ve çeviklik ata aittir. Elbiselerinle ve aletlerinle övünürsen, bunların güzelliği de sana değil, onlara aittir. Atalarınla övünürsen, onların üstünlüğü yine sana değil, kendilerine aittir. Bu faziletler ve övünülecek nitelikler senin dışındadır. Bunlar gerçek sahiplerine iade edildikleri zaman, bunlarla övünenler çırılçıplak ortada kalırlar. Hatta bu nitelikler onlardan ayrılmaz ki iade edilsin. Bunu da sen pekâlâ düşünüp anlayabilirsin.”


Belki biz de biraz durup dusunebiliriz..Basarilarimiz tamamen bize mi aittir??Bi hatirlayalim bakalim basari saydigimiz her seyi..Kimler vardi yanimizda;kimler bize destek oldu..??Biz miydik sadece bunu basaran?


Ancak kendimizi ve yaradani anlamaya basladigimizda;kalbimizden kibiri sokup atabiliriz...Burada misafir oldugumuzu dusunursek;kime ;neyin kibirini tasiyoruz ki??...


Hepiniz hayirli cumalar ve bol isikli haftasonlari dilerim...


Sevgiyle kalin..

21 Eylül 2011 Çarşamba

Chakralar

Aşağıda anlatılan sistemleri inceleyip uygulayarak rahatsızlıklarınızı giderebilir, dengeye kavuşabilir, zihinsel kapasitenizi arttırabilir ve algı seviyenizi yükseltebilirsiniz.. Bu sizi kavrayışınızın derinleşmesine ulaştırır :

Chakra sanksritçe 'tekerlek ya da dönen' anlamına gelmektedir. Ve kadim Hint tıbbı Ayurveda temeline çakrayı oturtur. Geleneksel Çin tıbbında benzer bir yaklaşım Meridyenlerledir. Ancak bilim adamlarının açıklamalarına göre ikisi de önemli salgı bezleri üzerinde yer alır. Şu anda modern tıbbın nasıl olduğunu açıklayamadığı ama hepsi de çok önemli ve güçlü salgı merkezlerinde yerleşmiş seksensekiz bin adet çakra bulunmaktadır. Timüs bezimiz (bağışılık sistemimizi koruyan en önemli salgı bezimiz) üzerinde avuç içlerimizde ve ayak tabanlarımızda olmak üzere oniki, ancak hayati işleyişi olan yedi çakramız bulunur. Çakralarımızın esas işleyişi enerjetik bedenimiz üstündedir yani fizik bedenimizdeki karşılıkları ancak enerjik bedendeki bir rahatsızlık sonucunda ortaya çıkar. Enerjetik beden nedir? Geleneksel doğu tıbbında inanılan ve tüm şifa metodları onu baz alınarak yapılan, fizik bedendenimizin çevresini saran ve manyetik kutbiyete sahip ikinci bedenimiz. Geleneksel doğu tıbbına göre insanın yedi bedeni vardır. Bunlardan birisi enerjetik bedenimiz diğeride fiziki bedenimizdir. Çakralar konusundan sonraki konularda bu bedenlerin hepsini detaylı olarak anlatacağım. Çakralar vücudumuzun işleyişi üzerinde büyük rolü olan salgı ve hormon bezlerimiz üzerinde ya da yakınında bulunmaktadır. Bunlardan bazıları adrenalin, insülin, östorojen ve progesterondur. Çakralarımızın vücudumuzdaki işlevlerini ve anlamlarını aşağıda madde madde ele alalım :



Her çakranın titreşim hızı değişiktir. Aynı zamanda çakraların simgeledikleri organlar, fiziksel ve duygusal karşılıkları da vardır. Mesela 1.Çakra yani kök çakra en ağır hızda dönen çakradır. Tepe çakrası yani taç çakra ise en hızlı dönendir. Her çakra kendi rengiyle anlamlandırılır. Çakra şifasında kristallerin, müziğin, aromaterapinin ve renklerin önemi büyüktür.Her çakranın bir rengi vardır, her çakranın notası vardır, her çakranın mantrası ( Sanskritçe Mantra- kelimesi "hece", "sözcük" veya "ses titreşimi" demektir. man: "düşünmek", ayrıca manas: "akıl" ve "araç" anlamındaki -tra son ekinden oluşur, kelimesi kelimesine çevirisi "fikir aracı" olur. Aklı hayallerden ve maddi isteklerden serbest bırakmayı amaçlar. Mantra nağmelerle tekrar edilir) vardır. Ve her bir çakranın şifasında o çakraya ait renkler, kristaller, notaları ve mantrası kullanılır. Çakra renkleri aynı gök kuşağının renkleri sırasında dizilir. Enerji blokajları, çakraların dengesiz çalışmasına neden olur. Bu nedenle kişi kendini yorgun, depresif, sinirli hissedebilir, zihinsel ve bedensel olumsuz davranışlar, korkular, şüpheler geliştirebilir. Çakra dengesinde sorun yaşayan kişi başına gelen olumsuz olaylara karşı doğal enerji akışını bloke ederek veya durdurarak tepki verme eğilimine girebilir. İşte bu noktada kullanacağımız kristaller, müzik notaları, kokular ve renkler çakralarımızı uyumlandırarak korku, endişe ve kaygı hisleriyle başetmemizi kolaylaştırır. Her çakranın belirli bir sayıda ve hızda dönme tablosu vardır. Bunların altında ya da üstünde olduğu durumlarda 'Çakra dengesizliği' nden' bahsedebiliriz. Çakra dengesizliği önce psikolojik seviyede başlar, çakraların bu duruma rağmen uzun süreli dengelenmediği durumlarda ise fiziki rahatsızlıklara kadar gidebilir. Çakraların dengelenmesinde hayatımızın her yerinde bu çakranın rengini kullanabilir, aynı renkte yiyecekler yiyip, giysilerimizi bu renkte seçebiliriz.Şimdi çakraları tek tek inceleyelim.



1.Chakra; Muladhara Çakra (Kök Çakra ) Cinsel organla anüs arasındadır. Rengi kırmızıdır. Dünyevi olanı simgeler.İlk çakra olduğu için bir ila sekiz yaşlarımız arasında gelişir ve kendi başına ayakta kalabilmeyi simgeler. Kök çakra fiziksel dünyayı ve ona duyduğumuz ihtiyaçlarla bağlantılıdır. Bu yüzden yerçekimiyle yakınen ilgisi vardır. Kök çakra bizi maddesel özümüze doğru çeken bir güce sahiptir. Hayatta kalabilmemiz ve devam ettirebilmemiz için gerekli enerjiyi sağlar. Blokaj durumunda korku, güvensizlik, tedirginlik yaşanır. İskelet yapısı,kemikler ve omurgayla bağlantılıdır. Vücut sıvılarımızdaki tuz dengesinden ve vücut metabolizmasını dengeleyen proteinler, yağlar ve karbonhidratları etkileyen hormonları salgılayan bölgeyle, böbrekler ve böbreküstü bezleriyle bağlantılıdır. Eski zamanlardan bu yana, hayatta kalma içgüdümüzün kaynağı olan kaçma, saldırma dürtülerini salgılayan adrenalinin salgılandığı bezler de kök çakrayla bağlantılıdır. Yetersiz çalışması ağrılara sebep olur ilgili organlarda aktivite kaybı olur. Bu çakra varoluşumuzun temelini teşkil eder. Fiziğe ve yerküreye bağlar. Fiziksel faaliyetlerimiz bu çakranın nasıl çalıştığına bağlıdır. Yorgun isteksiz ve bitkin olmamız bu çakranın çalışmamasından kaynaklanır ya da enerji çekimi ile meşguldür. Bu çakra ile ilgili günlük meditasyonlar ve şifalandırmalar yapmak gerekir. Kök çakra sağlığımızı canlılığımızı kazanmamızı sağlayan merkezimizdir. Bu çakra aynı zamanda geçmiş hayatlarımızın da kilitlerini açarak bize gizli kalmış yeteneklerimizi ve bilgeliğimizi geri kazandırır. Ayrıca bu hayatımızı gölgeleyen geçmiş hayatların olumsuz motiflerini ve acılarını silmemizi sağlar. Bu çakrayı iyileştirdiğimizde ve pozitif şifa enerjisi ile çalışmasını sağladığımızda geçmişi şifalandırır daha canlı ve dinamik oluruz. Sevgi enerjisi kalp çakrası bölgesinden tüm bedene akar ve aura vasıtasıyla dışarıya yayılır. Başkalarının bize nasıl davranacağı ve bizi nasıl algılayacağı auralarımız yoluyla yaydığımız enerjiye bağlıdır. Sevgi enerjisi , hastalıkları iyileştiren içimizdeki korku ve duygusal stresleri yokeden bir enerjidir. Kök çakranın düzensiz çalışması fiziksel seviyede sırt ve bacak ağrılarına, aşırı kilo veya aşırı zayıflığa, kansızlığave kemik erimesine sebep olur. Bu problemler duygusal yüklerimizin sırt omurga ve bacaklarda ağrılar şeklinde ortaya çıkması demektir. Bu çakranın denglenmesi için gıda olarak protein alımına özen gösterilmelidir.


- Kök Chakranın Dengelenmesi:

Rengi: Kırmızı
Aroması: Sedir ağacı, patçuli, myrrh ve karanfil
Taşı: Kedi gözü,yakut, kırmızı mercan, akik, hematit ve kantaşı
Mantrası: LAM
Notası: Do
Etkilediği Burç: Oğlak
Etkin gezegeni ve elementi: Satürn ve toprak
Bağlantılı Duyu: Koku alma
Uyumlu hali: 30 saniyede 4 vuruş
Uyumsuz Hali:30 saniyede 4'ten fazla vuruş
Yetersiz Hali: 30 saniyede 4'ten az vuruş.
Uygun Müzik: Ritmik melodiler, davul ve perküsyonlu enstrumantal müzik.



2. Chakra Svadisthana ( Göbek, sakral çakra) Göbek deliğimizin iki parmak üstünde yer alır. Duygularımızı ve cinselliğimizi bu çakra kontrol eder. Fiziksel seviyede bağırsaklar, mesane, dalak, rahim ve seks organlarını kontrol eder. Fizik seviyede yaratıcılığın merkezidir. Pozitif çalıştığında, kendimizi iyi hissederiz. Bu çakra canlı ve dengeli ise duygularımız dengeli ve başkalarıyla ilişkilerimiz olumlu olur. Gerçek duygularımızı korkusuz ve abartısız ifade edebiliriz. Düzgün çalıştığında açık, etkileyici, yaratıcı ve akıcı oluruz. Yeterince çalışmıyorsa kendine güvensiz, çirkin ve değersiz hissederiz. Seksüel gücü zayıf , karşı cinsle ve hemcinsleriyle iletişim kurmakta güclük çekeriz. Bu kişiler zevkleri inkar eder ve kendilerini bundan mahrum ederler. Aşırı ya da yetersiz çalışması durumunda, cinsellikte saplantılı davranışlar, hatta sapkınlığa varan eğilimlere ya da tersi frijidite yani sekse karşı ilgisizlik ve soğukluk görülebilir.Göbek çakrası sekiz ila ondört yaşlar arasında gelişir. Dolayısıyla gelişim çağında ikinci çakra dengesizliği yaşanır. Eğer bu dönemde takılıp kalırsa kişi hayata hüzünle bakan ve özgüven eksikliğine sahip olabilir. Göbek çakrası üreme hormonu bezleriyle bağlantılı olduğu için vücut tüyleri ve ses rengini de etkiler. Çocukluk döneminde aile ve çevreden gelen anlayış çerçevesinde duygular ifade edilir ya da bastırılır. Duyguların özgür ve rahat akmaması durumunda göbek çakrasında dengesizlikle başlar. Blokaj durumunda duygusal olarak kişi kendini patlamaya hazır hisseder, diğer kişilere karışan, kontrolü bırakmak istemeyen, otoriter ve manipulatif bir kişilik ortaya çıkabilir. Duygusal iniş çıkışlar ve dengesizlik hali ortaya çıkar. İzolasyon isteği gelebilir. Fiziki rahatsızlıklar kalın bağırsak sorunları,mesane taşları, sırt ağrıları, kadınlarda üreme organları, rahim ve yumurtalık hastalıkları ,kas spazmları, kabızlıktır. Bu çakranın dengelenmesinde sıvı alımı önemlidir. Dengeli hadeyken kişi neşeli, dışa dönük, kendine saygılı, etkileyicidir.

-Göbek Chakrasının Dengelenmesi:

Rengi: turuncu
Aroması: Yasemin, gül ve sandal
Taşı: Quartz, sarı sitrin ve aventurin
Mantrası: Vam
Notası: Re
Etkilediği gezegen ve elementi: Pluton ve su.
Etkilediği Burç: Akrep, terazi ve yengeç.
Bağlantılı duyu: Tat alma.
Uyumlu Hali: 30 saniyede saat yönü tersi 6 dönüş
Uyumsuz hali: 30 saniyede saat yönü tersi veya saat yönü 6'dan fazla dönüş.
Yetersiz Hali: Saat yönü tersi 6'dan az dönüş.
Uygun müzik: Akıcı, ritmik ve kıvrak melodiler. örn. halk müziği.



3.Chakra Manipura, Solar Pleksus (Güneş sinir ağı) diye tanımlanır. Göbek deliğimizle göğüs kafesimiz arasında yer alır. Solar plexususun sanksritçe anlamı 'Şehvetli Taş'demektir. Titreşim rengi sarıdır. Güneş gibi yani:) En temel özelliği güç ve iradedir. Bütünlüğe giden yolu birleştirir. Sosyal anlamda solar pleksus başkalarıyla olan iletişimimizi ifade eder. Değişim ve hareket bu çakrayla ilgilidir. Aynı zamanda kişinin benliğini güçlendirmesinde yardımcı olan çakradır. Bu güç kontrol edilerek ya da agresif metodlarla elde edilen bir güç değildir. Çakranın dengesizliği durumunda reddedilme korkusu, aşırı eleştirel tutum, kalabalıklar içinde bile yalnız hissetme yetenekleri bu çakradan gelir. Astral seyahat, psychic gelişme medyomik algılama bu merkezin tesirleri ile olur. Uyumsuz çalışmasında eleştiriye aşırı tepki verme, kontrol etme ihtiyacı, düşük benlik değeri, özgüven eksikliği. Fiziksel rahatsızlık olarak kendini gösterdiği yerler; Sindirim problemleri, diabet, sinir yorgunluğu, mde ülserleri, sindirim sorunları, alerjiler, şeker hastalığı, karaciğer, pankreas, ince bağırsak sorunları. Uyumlu çalışması halinde neşeli, dışa dönük, kendine saygılı, etkileyici kişilik. Bu çakranın gelişimi ondört yirmibir yaşları arasındadır. Bu çağda gençte kendine güven ve benlik değerinin geliştiği yaştır. Bu çakranın dengeleyici besini karbonhidratlardır.

-Solar Pleksus'un Dengelenmesi:

Rengi: Sarı
Aroması: Ylang-ylang, vetiver, bergamot
Taşı: Sarı sitrin, aventurin, quartz, amber, topaz
Mantrası: RAM
Notası: Mi
Etkilediği Burç: Koç, Aslan
Etkin gezegeni ve elementi: Güneş, Mars ve ateş
Bağlantılı Duyu: Görme
Uyumlu hali: 30 saniyede saat yönünde 8 dönüş
Uyumsuz Hali:30 saniyede saat yönünde 8'den fazla vuruş
Yetersiz Hali: 30 saniyede saat yönünde 8'den az vuruş.
Uygun Müzik: Ritmik enstrumantal müzik, ilahiler ve dualı müzikler.



4. Chakra: Anahata; Kalp Çakrası: Göğüslerin tam ortasında vücudun merkezindedir. Tüm çakraların da merkezindedir. En belirgin özelliği sevgi çakrasıdır. Kalp, sevgi, aşk bu çakranın etkilediği alanlardır. Bu çakra aynı zamanda maddesel olanla ruhani olan arasındaki köprü işlevini de üstlenir. Sanskritçe 'Anahata' İki cismin birbirine çarpmadan çıkarttıkları ses' anlamına gelir. Aslında bu kelime metaforik olarak pek çok şeyi ifade eder. Erkek ve dişi, dünyevi olanla ruhani olan gibi. Şefkati, affetmeyi, koşulsuz sevgiyi ve kendini kabul etmeyi simgeler. Simgesi havadır. Aslında bu çakra bizi biraz zorlar çünkü doğamıza çok ters bir oluşum sergiler. Görünür dünyanın katı formlarından görünmez ve şeffaf olana bu çakra sayesinde geçiş yaparız. Timüs bezi bu çakranın etkilediği salgı sistemidir. Fizik bedenimimizdeki etkilediği bölgeler kalp, göğüs, solunum yolları, akciğerler ve dolaşım sistemidir. Kalp çakrasının uyumsuz çalıştığı durumlarda vücudumuzda görülebilecek fiziki rahatsızlıklar; kısa ve sık nefesler, nefes alma güçlükleri, yüksek tansiyondur. Psikolojik açıdansa; bağımlılık, evham, endişe, alınganlık, melankoli, yalnızlık korkusu, duygusal bağlılıktan korkma ya da aldatılma korkusu yaşanabilir. Kalp çakrasının uyumlu çalıştığı durumlarda kişi: empati kurabilen, arkadaş canlısı, şefkatli, başkalarını desteklemeye hevesli ve herkesteki en iyiyi görme hasleti. Kalp çakrasını dengelemek için bol bol yeşil yapraklı sebze tüketmek faydalıdır.Kalp çakrasının gelişimi yirmi bir ala yirmi dört yaşlar arasındadır. Bu dönemde büyük aşklar yaşanması ya da kalp çakrasının simgesi olan 'evlilik' olayının sıkça gerçekleştirilmesi tesadüf olmasa gerek.

-Kalp Chakrasının Dengelenmesi:

Rengi: Yeşil, Pembe,Altın
Aroması: Gül, bergamot, melissa, neroli
Kıymetli Taşı: Pembe Quartz, Kunzite, Kırmızı Turmalin, aytaşı, malahit ve yeşim.
Mantrası: YAM
Notası: Fa
Etkilediği Burç: Terazi ve boğa
Etkin gezegeni ve elementi: Venüs ve hava
Bağlantılı Duyu: Dokunma
Uyumlu hali: 30 saniyede saat yönünde 12 dönüş
Uyumsuz Hali:30 saniyede saat yönünde 12'den fazla vuruş
Yetersiz Hali: 30 saniyede saat yönünde 12'den az vuruş.
Uygun Müzik: Klasik müzik



5. Chakra: Vishuddha, Boğaz çakrası: Beşinci çakra kendini mavi ile ifade eder.Boğazımızın üstünde köprücük kemiği ile gırtlak arasında yer alır. İletişimin çakrasıdır. İletişimden kastımız kişinin kendisi ve içinde yaşadığı tüm ortamla olan ilişkisi ve iletişimidir. İletişim, ses kendini ifade etme, konuşma ve yazma yeteneği bu çakranın etkilediği özellliklerdir. Boğaz çakrasının vereceği hayat dersi; kişisel ifade ve seçim yapabilme gücüdür. Boğaz çakrası yirmisekiz ila otuz beş yaşları arasında gelişir. Bu noktada çevrenizde otuzlu yaşlarında kariyerlerinde radikal değişime giden ne kadar çok insan olduğuna dikkatinizi çekmek isterim. Etkisiyle değişimin ve transformasyonun mümkün olduğu çakra merkezidir. Uyumsuz çalıştığında kendini ifade etme sorunları yaşar kişi bunun sonucunda da öfkenin biriktirildiği bölge olabilir. Uzun süreli ses kısıklıkları, konuşurken ses çatallaşması, boğaz enfeksiyonları kendini ifade etmede yetersizliğin belirtileridir. Gene uyusuz çalıştığında kişi yalancılığa ya da tam tersi aşırı ağzı sıkılığa meyilli olabilir. Boğaz çakrasının uyumsuz çalıştığı durumlarda; tüm durumlara engel olma isteği, çekingenlik, aşırı mükemmeliyetçilik, yaratıcılıkta kapalılık, utangaçlık, güçsüz hissetme veya düşüncelerini ifade edememe durumları ortaya çıkar. Boğaz çakrasının etkilediği fiziksel bölgeler ve hastalıklar : Ses telleri, akciğerler, yemek borusu, Ses sorunları çatallı ve kısık ses, Tiroid rahatsızlıkları,boyun ağrıları ve problemleri, astım krizleri, guatr, hipertiroid, deri döküntüleri, kulak enfeksiyonları, boğaz ağrısı, ileri durumlar da larenks ( gırtlak) kanseri. Boğaz çakrasını uyumlu çalıştığı durumlarda: kuvvetli ilhamlara sahip sanatçılar, güzel sesli başarılı konuşmacılar, halkla ilişkiler ve reklamcılığa yatkınlık. Yazarlığa ve sunuculuğa uygun olurlar. Boğaz çakrasının etkilediği organlar; Boğaz,ağız bölgesi, boyun ve omuzlar, ense, dişler, kulaklar, tiroid salgı bezi. Boğaz çakrasını dengelemk için bol bol meyve tüketilmelidir. Mavi gökyüzü, sakin göl yada durgun su manzaraları boğaz çakrasını dengelemek için faydalı doğa deneyimleridir.


-Boğaz Chakrasının Dengelenmesi:

Rengi: Mavi
Aroması: Adaçayı, okaliptüs, papatya ve myrrh
Taşı: Lapis lazuli, turkuaz ve aqua marin
Mantrası: HAM
Notası: Sol
Etkilediği Burç: İkizler, başak
Etkin gezegeni ve elementi: Merkür ve eter
Bağlantılı Duyu: Ses- duyma
Uyumlu hali: 30 saniyede saat yönü tersine 16 dönüş
Uyumsuz Hali:30 saniyede saat yönü tersine 16'dan fazla vuruş
Yetersiz Hali: 30 saniyede saat yönü tersine 16'dan az vuruş.
Uygun Müzik: New age ve yankılı sesler.



6. Chakra Ajna, 3.Göz Çakrası: İki gözün arasında kaşların ortaısnda yer alır. Üçüncü göz çakrası sezgiyi simgeler. Sanskritçe 'Ajna' bilmek demektir. Buçakranın kuvvetli olduğu kişilerin yüzyıllardır medyum, fal ile uğraşması tesadüf olamsa gerek. Üçüncü göz çakrasının etkilediği sistem hipofizdir. ( Hipofizin beynimizdeki işlevi iten ve dışardan aldığı tüm mesajları toplayarak yönetici hipotalamus'a göndermektir.) Dolayısyla en alt çakranın etkilediği salgı sisteminden başlayarak yukarıya kadar gelen tüm mesajları hipofiz toplar ve gönderir. Üçüncü göz çakrasının uyumlu çalıştığı durumlarda kişi geçirgendir. Ne demektir geçirgen olmak; dışarda meydan gelen olaylar veya durumlardan etlilenmeden merkezinde durabilmektir, aynı zamanda ortamlardaki tüm olumsuzlukları olumluya çevirebilme, her şeyin üstüne çıkıp dışardan bakabilme yetisi vardır. Kişi oluşun biligisine sahiptir, sezgi yetenekleri sayesinde analiz yapabilir ve bundan şüphe etmez. Bu durumda kişi iradesinde tamdır. yani sezgilerine güvenerek geliştirdiği iç duygularıyla yıkılmaz bir kale gibi geçirgendir. Gözlerin görebildiğinin ötesini görür.Duygusal zekası çok kuvvetlidir. Telepatik yetenekleri çok gelişmiştir bu yüzden yükselmiş varlıklarla bağlantı kurabilir ve onlardan ruhsal yardım alabilir. Üçüncü göz çakrasının uyumlu çalışmadığı durumlarda; kabuslar, öğrenme zorlukları ve halusinasyonlar görülebilir, başarısızlık korkusu, hiç bir şeyden emin olamamak, her şeyin zıddına hareket etme dürtüsü. Üçüncü göz çakrasının etkilediği fiziksel organlar: Yüz, baş, sinir sistemi,hipofiz bezi, gözler, beyin ve beyincik. Rahatsızlıklar: Migren, şiddetli baş ağrıları, körlük ya da görme bozuklukları, sinirsel rahatsızlıklar. Psikolojik olarak etkilediği yerler, bağnazlık ya da aşırı tutuculuk, duygusallığa asla yer vermeyen katı mantıkçı tutum, yalnızlık duyugusu. yetersiz çalıştığında kişi; madedesel olana aşırı bağımlııdır, ruhsallığı reddeden aşırı akılcı yaklaşımlara gider. Süperegosu çok kuvvetlidir yani toplum kurallarına aşırı önem verir, unutkandır, duygusal rollerde zorlanır.( örn:baba, eş, sevigli, dost rolleri) Gelişim yaşı yoktur doğuştan ya da sonradan gelişir. Beslenme metodu yoktur. Yükselme ruhsal boyutta gerçekleşmeye başladıktan sonra kişinin maddesel besinlere çok fazla ihtiyacı kalmaz.


-Üçüncü Göz Cakrasının Dengelenmesi:

Renk: İndigo mavi, Mor.
Aroması:Günlük, menekşe,yasemin
Taşı: Ametist, Florit, azurit, sodalit, Lapis Lazuli
Mantrası: KSAM ( Dil dişlere yaklaştırılarak ıslık gibi bir sesle KS harfleri çıkarılır)
Notası: La
Etkilediği Burç: Yay, Kova, Balık
Etkin gezegeni ve elementi: Neptun ve Jüpiter
Bağlantılı Duyu: Altıncı his
Uyumlu hali: 30 saniyede saat yönü 96 dönüş
Uyumsuz Hali:30 saniyede saat yönü 96'dan fazla dönüş
Yetersiz Hali: 30 saniyede saat yönü 196dan az dönüş.
Uygun Müzik: Ormanların uğultusu, kozmik sesler.



7. Chakra:Sahasrara; Taç Çakra, Tepe Çakrası da denir. Başımızın tepesinde en orta noktada yer alır. Beyaz, altın ya da koyu mor renkle belirtilir. Diğer çakraların dengesiz ya da yetersiz çalışması durumu tepe çakra için geçerli değildir. İhtiyacımız olan hayat gücünün geldiğine inanlılan bağlantı noktasıdır. Aura bedenlerini evrene ve ilahi olana bağlayan bağlayan gümüş kordon taç çakradan çıkar. Benliğin ve bedenin çok ötesindedir. Ruhsallığı, her şeyle birlik olma duygusunu simgeler. Aynı zamanda yuva ve evi de simgeler. Hindu geleneğindeki çizimlerde 'sahasrara' yani bin yapraklı lotus, yapraklarını sonsuza doğru, kendi içinde sürekli açan bir lotus olarak resmedilir. Sanskritçe kelime karşılığı da Bin katlı demektir. İnanılan odur ki aydınlanmaya, kendi farkındalığına ya da bütünlüğe giden yolda, aşağıdan yukarıya kadar bize tek tek yardım eden çakralar birliğe tepe çakrada varırlar. Yani aslında tepe çakra bir nevi ruhsal merkezdir. Aydınlanma, kozmik bilince ulaşmaya ve erdem'in akışına olanak sağlar.Fizik bedende etkilediği yerler beyin,kafatası,beyin zarı, cilt ve epifiz bezidir. Çakranın uyumlu olduğu durumlarda; Kişi bireysel egosunu bırakır ve evrensel egoyu kabullnerek her şeyle birlik olma duygusunu deneyimler. Bolluk ve sonsuz mutluluğun saf bilincinde yaşar. Kendini ruhsallığa açarak bilinçaltına tam hakimiyet kurar. Hayattaki mucizeleri deneyimler. Çakranın uyumsuz olduğu durumlarda kişi paranoyaya yakın ölüm korkusu, ruhsallığı inkar etmeye ve kaçmaya eğilim gösterir, akıl ve mantıkla evrendeki her şeyi açıklamaya çalışarak psikolojiye sırtını dönebilir, aşırı egosantrik bir kişiliğe sahip olabilir, sorular içinde boğuşur ve hiç birine cevap bulamaz, manik depresif bir ruh halinde olabilir, cinselliğini ifade etmede sapkın davranışlar sergileyebilir, Yetersizse; birileri tarafından engellenme korkusu yaşar, sevinç, memnuniyet eksikliği, yıkıcı hisler,panik ve tükenmişlik duygusu, ait olamama hissi, depresyon ve migren görülür. Fziksel olarak uyumsuz olma halinde çevre kirliliğine aşırı hassasiyet, kronik yorgunluk, alzheimer, sara görülebilir. Bu çakranın etkilediği kişiler giderek toplumdan soyutlanır, yüksek ve ücra köşlere gitme ihtiyacı duyarlar. Dünyanın ruhsallıkta en kadim ve yükselmiş tüm uygarlıklarının (bkz.Tibet, Peru vs.) dağlık bölgeler yerleşmiş olması tesadüf olmasa gerek.


-Taç Chakranın Dengelenmesi:Rengi: Beyaz , altın, koyu mor

Taşı: Kuartz, elmas, opal, ametist.
Aroması: Günlük, lavanta, frankinsense, gülağacı ve lotus çiçeği
Mantrası: AUM ( dünyanın bilinen en eski en kuvvetli mantrasıdır, çok dikkatli kullanılması gerekir)
Notası: Si
Etkilediği Burç: Oğlak, Kova, balık
Etkin gezegeni ve elementi: Uranüs, düşünce ve kozmik enerji
Bağlantılı Duyu: Tüm duyuların ötesindedir
Uyumlu hali: 30 saniyede saat yönü 972 dönüş
Uyumsuz Hali:30 saniyede saat yönü 972'den fazla dönüş
Yetersiz Hali: 30 saniyede saat yönü 972'den az dönüş.
Uygun müzik: Sessizlik ve derin vecih hali.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...