18 Ekim 2012 Perşembe

BASMELEK CEBRAIL'DEN OZGUR OLMAK UZERINE...4 EKIM 2012





Merhaba...

Bu ay, aylik mesajimi yazmak uzere elime kalemi aldigimda, yanimda Basmelek Cebrail'in varligini hissettim. Onun sozlerini yazmaya basladigimda ise sevgili Basmelek Cebrail, sanki bana gulumsuyordu.... Mesajin aslini (Ingilizcesini) en asagida bulabilirsiniz.

Iste bizlere mesaji:

"Merhaba sevgili arkadasim,

Bu bir hazirlik mesajidir. Bizler hepinizin 'olmakta oldugunuz isik' icin hazir olmanizi istiyoruz.

"Su anda, fiziksel boyutta olmakta oldugumuz isik mi?"
Olmakta oldugunuz isik icin. 

Sizin ozunuz, sizin gercek ozunuz, tabi ki isiktir. Su anda o isik olma surecindesiniz. Bu bir gecistir. Cunku cok ama cok uzun zamandir, sizler farkli sekilde yasadiniz. Farkli sekilde egitildiniz ve farkli yasadiniz. Ve simdi artik bu, degisiyor.

Bunu bilmeli ve dalganin onunde yer almalisiniz. Insanlar sizi terk edecekler, artik size hizmet etmeyen iliskiler sonup gidecek, bazi isler yok olacak - artik size hizmet etmeyen her ne varsa, eriyip gidecek ve dunyanizi terk edecek.

Bu bir gecistir. Gecis, hayirli degisimi de birlikte getirir. Bilin ki, bu zamanda degisim olacak ve bu degisiklikler, cok ama cok sagliklidir.

Bu zamanda nelere dikkat etmeliyiz?

Inis cikislar olabilir. Bilin ki, bu dogaldir. Ilahi enerjilerle (yani Allah ve Allah'in melekleri gibi saf sevgi olan isik ile) baglantiya gecin, bizlerden bu zamanda yardim isteyin.

Baska nasil (bu isik olmaya) hazirlanabiliriz?

Sevgili arkadaslarim, bilin ki sizler, hazirsiniz. Uzun zamandir beklemekte oldugunuz an simdi. O simdi burada. Bu zamani kucaklayin ve bilin ki, olan her sey tamamen olmasi gerektigi gibi oluyor, ve sizler guvendesiniz, korunuyorsunuz ve destekleniyorsunuz, her an. Dunyanizda hicbir zaman bu kadar destek ve bu kadar isik olmamisti. Ve bu, zaman gectikce artarak buyuyecek.

Bana oyle geliyor ki, bu zamanlarda huzuru hissettigimiz ortamlarda bulunmak, Bir'ligimizi, var olan her seyle bagimizi hissettigimiz anlari yasamak onemli.

Evet, her zaman kim oldugunuzu hatirlamaniz onemlidir.

Bunu, yasam tarziniz haline getirmeye calisin. Bunu "basardiginiz anlar"dan ve "basaramadiginiz anlar"dan daha ileriye gidin. Huzur icinde kalmaya calisin. Huzuru yasam tarziniz yapin, o sizin icin, yasaminizin her anina yayilan bir varolus haline donussun, sadece varliginizin bir parcasi olarak kalmasin.

Baska?

Bilin ki siz, cok seviliyorsunuz, bilin ki siz cok ama cok destekleniyorsunuz. Size hicbir sey olamaz. Hicbir sey yanlis gidemez. Sizler her zaman korunuyorsunuz, destekleniyorsunuz ve seviliyorsunuz. Bizler, bu degisim zamaninda sizi yukariya kaldiriyoruz ve sizler 'ilahi ellerdesiniz'.


Su siralar bircogumuz bizi sarsan anlardan geciyoruz - beklenmedik olaylar, endise, veya planlarin bozuldugu hissi... Bu sarsintilar neden oluyor? Bazilarimiz sanki tam da taslari yerine oturttugumuz sirada ya da sonunda o ilahi baglantimizi buldugumuz anda birseyin glip de bizi sarstigini hissediyor. Neden?*
(*Tam bu noktada bir arkadasim arayarak bana evlenmeyi dusundugu kisinin bir baskasiyla nisanlandigini, dunyasinin basina yikildigini hissettigini soylemisti.)

Sevgili arkadasim, bir isik sutununu hicbir sey sarsamaz. Eger kim oldugunuzu hatirliyorsaniz, etrafinizda olup biten bir sey sizi nasil sarsabilir ki? Bir sutun, saglamdir ve dalgalar veya firtinalar saDece onun yanindan gecip gidebilir.

Fakat eger kim oldugunuzu unutursaniz, kutsalliginizi, isiginizi, ilahi gucunuzu, oldugunuz isigi unutursaniz, iste o zaman, SIZ kendinizi sarsarsiniz. Bunun nedeni etrafinizda olan olaylar degildir. Onlar olamaz da. Cunku bir isik sutunu, her zaman parlar ve saglam durur.

Olan sudur: sizler, kendi isiginizi dusurerek, isiginizin solmasina izin verirsiniz. Siz bunu secimlerinizle yaparsiniz, reaksiyon vererek veya iluzyona veya dramin icine girerek yaparsiniz. Aslinda gercekte, icine girecek bir dram yoktur. Sadece sevgi ve ilahi duzen vardir.

Sizler bu gercegi nasil unutursunuz? Iste, bazen unutuyorsunuz ve... Ah o zaman, iste o zaman sarsilirsiniz.

Ben kendimi, bu kadar bilgi ve tecrubeye ragmen bazen yine de enerjimizi dusurmemize izin verdigimiz icin 'biraz saf' hissederken, Basmelek Cebrail bir sure sessiz kaldi.

Peki bu oldugu anlarda bizlere ne onerirsin sevgili Basmelek Cebrail?

Sevgili arkadaslarim,

Hatirlamanizi oneririz. Kendi ozunuzle, gercek sizle baglantiya gecmenizi oneririz. Bizimle baglantiya gecmenizi ve bizlerden yardim istemenizi ve size verdigimiz rehberligi izlemenizi oneririz. Dogaya gitmek, 'birakmak', baglarinizi kesmek, gucunuzu toplamak, sukretme haline gecmek... Bunlarin hepsi, sizleri tekrar ozgur kilacak cok onemli araclardir.

Kendi hapishanelerinizden ozgur, kendi iluzyonlarinizdan ozgur, kendi zehirli iliskilerinizden ve ortamlarinizdan ozgur olmak icin. Oldugunuz isik olmak icin OZGUR. Gercek siz olmak icin ozgur...

O saglam gerceklik sutunu, o isik sutunu olabilmeniz icin ozgur. Hicbirseyin ama hicbir seyin kirletemeyecegi o sutun olabilmek icin.

Bizim secimlerimiz haricinde hicbir seyin, degil mi?

Hicbir seyin.

Ben, Basmelek Cebrail'im.

Sevgi ve isikla... 

Beki Ikala Erikli

4 Eylül 2012 Salı

Korunuyoruz.......

Bir kac gun onceki yazimda demistim ki yazmam gerek;paylasmam gerek; ki herkes duysun mucizelerin varligini ve nasil gerceklestigini...

Ama 31.Agustos saat 15:00 hayatimda oyle bir an oldu ki bunu aciklamaya ne gucum yeter;ne dilim anlatabilir..Tek diyebildigim :K-o-r-u-n-u-y-o-r-u-z!!

Cuma gunu saat 14:45 civari isten ciktim ve yine is icin bir firmayi ziyaret etmek uzere Tem'e baglandim..Aradan 15 dakika gecti;ben normal seyrimde giderken olanlar oldu...Anlayamadim once;sandim basim donuyor...Kayiyorum;bir garip...??

Megerse benim solumdan gelen koca tir beni gormedigi icin;saga gecerken bana carpmis..Onun hizi ve buyukluguyle beraber basladim savrulmaya..Araba firil firil donuyor...Done done tira bir daha carpmisim..Donmeye devam edip en sagdan en sola Tem'de savruldum durdum..Cuma gunu saat 15:00!!..Tum arabalarin;kamyonlarin vizir vizir gectigi saat...

Donerken tek dusundugum:buraya kadarmis!..Bir an arabalardan birini goruyorum;tamam diyorum simdi bu bicecek bizi..Ama ondan nasil kurtuluyorum;anlatilir gibi degil..Sagimdam solumdan hizla gelen araclar..Aci aci fren sesleri..Bana carpmamaya calisip duranlar;saga sola savrulanlar....

Tek bildigim su an yasiyor olmam mucize!!Ve bu Allah'in mucizesi...Hamd olsun!

Cogu zaman saniyoruz ki;BIZ yapiyoruz..Biz basardik;yaptik;kazandik;koruduk;kurtulduk....Hayir!
Hic bir sey bizim elimizde degil..Her ne yapiyorsak ;sadece Allah istedigi icin oluyor..Allah ve meleklerimiz bizleri koruyor...Bize kalan ise teslimiyet..Teslim olmak ve akisina birakmak...

Daha guzel bir ornek olabilir mi sizce?

Koruyucu meleklerimizin daima yanimizda olmasi dilegiyle sevgi ve isikla kalin....

26 Ağustos 2012 Pazar

Hatirlama zamani....



Bazen oyle zamanlar olur ki ;dunya islerine kaptirir gideriz ..Is;alinmasi planlanan ev;borcunun bitmesi gereken araba filan derken;bir de bakmassiniz ki yuvarlanip gidiveriyoruz...

Ben bunun da ogrenme surecimizin bir parcasi olduguna inaniyorum...Ama onemli olan fark edebilmek..hani son zamanlarda hep kullanilir oldu ya bu sozcuk : Farkindalik.. :))

Iste ben de son zamanlarda kendimi kaptirip gittigim o donemlerimdeydim..Unutmus degildim; simdi de bu surecte olmam gerek diye dusunuyordum sadece..Ama bir yandan da icim kipir kipir;yazmam;paylasmam gereken gereken seyler oldugunu da biliyordum...

Bu dusuncelerle dolu oldugum su son gunlerde oyle bir sey oldu ki;dedim yazmaya baslamam gerek;paylasmam gerek...paylasmam gerek ki herkes duysun meleklerimizn varligini;her an bize ne kadar yardima hazir olduklarini..

18 Agustos'ta yillardir hayalini kurdugum;gorulmesi gereken yerler listemde ilk siralarda olan Cinque Terre'ye dogru sevgili arkadasim Oya ile yola ciktik..Cilgin bir is temposu icinde oldugum su son gunlerde alel acele bir otele rezervasyon yaptim.. Gidis yolumuzu kontrol ettik ve en uygun Bologna olduguna karar verip;45.000 mille de gitmeye karar verdik..Oya 'biletleri aliyorum' dedi;ben de tamam dedim...

17 Agustos gecesi saat 23.30 civari Oya'dan bir telefon aldim:'Cabuk oteli iptal et;kalacagimiz yerden 500 km uzakta bir yere rezervasyon yaptirmissin' dedi...Nasil olur dedim;onceki aksam kontrol ettim;sahiline baktim..??  Hemen girdim tekrar rezervasyon sitesine ve ne goruyim:meger napoli"de gercekten de 500 km uzaktaki diger oteline yapmisim rezervasyonu..Ilk geceyi odemek kayadiyla iptal ettim hemen rezervasyonu..yeni yer bulmaya calisiyorum;nafile..Catir catir gidiyor odalar..sanki borsa oynuyorum...hangi otele girsem son oda 12 dk once ayrildi;18 dk once ayrildi;dun ayrildi....Oda yok!!

Fakat bir yandan da hep gulumsuyorum;cunku biliyorum ki her ne oluyorsa bir sebebi var...

Neyse;sonunda bir otel buldum;son oda!Oya'ya dedim ki nerede oldugundan cok emin degilim(gidecegimiz 5 koyden birinde ama o koy nasil;kalacagimiz lokasyon uygun mu hic bir fikrim yok) ama yapiyorum rezervasyonu..Ve yaptim!

18 Agustos sabahi saat 06.00'da Oya aldi beni evden..10.00 ucagindayiz ama icimize dogmus heralde erken gidelim;vaktimiz kalsin dedik.. :))

Check-in icin geldik kontuara;pasaportlarimizi verdik..Islemi yapan kizcagiz bir pasaporta bakiyor;bir ekrana bakiyor..Belli bir sikinti var...Ve dedi ki sonunda "isimlerinizi bulamiyorum" !??...

Bizden e-ticketimizi istedi;Oya verdi..derken Oya'nin adini buldu.."Tamam" dedi:"Oya Hn. sizinkini buldum;siz verir misiniz e-ticketinizi?"...Ben Oya'ya dondum;"O da ayni kagitta degil mi?"diye sordum..Oya saskin saskin suratima bakti..."Senin biletinin bende ne isi var?"dedi... Nasil yani??..Aramizda gecen konusma soyle:
-Nasil yani??Almadin mi benim biletimi?
-ben senin biletini nasil aliyim?
-E dedin ya aliyorum biletleri diye
-Ben tarih ve yol tamam di mi ;aliyorum demek istedim;sana almadim!...

Dusunebiliyor musunuz??? Yillardir hayalini kurdugum yere gitmek icin yola ciktim ve ucak biletim yok!!??... :)))

Tum bu konusmalar sirasinda bir yandan icim o kadar rahat ki;hallolacak diyorum...Tam o sirada gozum karsidaki ucak bileti satista 11 numaraya carpti..Daha onceki yazilarimdan bilirsiniz 11'in benim icin onemini..Icim daha da bir rahatladi..Halloldu dedim.. :))

Tam o sirada islemi yapan kiz ucakta yer var;hemen bilet alabilirsiniz dedi..Kostuk bilet satisa..Numara aldim ;siramin gelmesini bekliyorum..Sira bana geldi:11 numara!!... :)

Geldim kontuara;yardimci olan bayan dedi ki millerle businessta yer var ve 25.000 mil! A-HA!!...
Biz 45.000 mile ekonomi bileti almisken;25.000 mile businessta ucmak! Iste melekler is basinda...Hemen Oya'nin da biletini iptal ettik..Hem boylece 20.000 mili de geri almis olduk...

Neyse;yolculugumuz iyi gecti ve vardik otele...Meger 5 koyun icinde en guzel koyde ve olabilecek en guzel otelde rezervasyon yapmisiz bilmeden..Elbette bilmeyen sadece biziz;yoksa melekler is basinda.. :))

Peki otelimizin numarasi ne: 11 ... :))

17 Agustos aksami Oya otel yanlis diye beni aramadan az once melek karti cekmistim;bu yolculukla ilgili bana soylemek istediginiz nedir diye...Biz herseyi hallediyoruz;sen merak etme karti cikmisti..

Sizce de oyle degil mi?? ...

Iste meleklerimizin varligini ve her an bize yardim icin hazir olduguklarini hatirlama zamani...

Sevgi ve Isikla kalin...


27 Mayıs 2012 Pazar


Aska Dusmek


Allah dedi ki:

Simdi, tam su anda, Benim yuregimden iceri girin. Burasi ait oldugunuz yerdir ve burasi, yuregimin derinlikleri sizin bulundugunuz yerdir. Burasi beslendiginiz yerdir. Burasi doygunluga kavustugunuz, mutlu oldugunuz yerdir. O Ev, arayisinda oldugunuz o Yuva uzaklarda degilidir. Ev hazirdir. Cennet kati icin bir bekleyis yoktur. Onu beraberinizde tasirsiniz zaten. Onu icinizde tasirsiniz. Sizin yureginizim Ben ve sizin Evinizim.

Budalaca seylere yeterince itibar etmistiniz, yureginize, icinde varolup sirtimizi yasladigimiz Bizim yuregimize ise ayni itibari pek gostermemistiniz. Kalp atislarinin tazyikiyle sevgi yukselise gecer. Sevgimiz suzulere goklere yukselir. Her bir yurek
atisiyla daha fazla sevgi yayilir. Bu sevgi yuregine iyice sokulup yaslanalim ve gercekten Bir oldugumuzun farkindaligi icinde huzur bulup dinginleselim. Inanlimasi zor, uzak bir dusunce degildir bu. Yaradanin icten hakikatidir. Of, evet, aziz cocuklarim, sevgidir bu, asktir. Onun icinde gevseyin. Sizin dogustan gelen hakkinizdir o. Harikulade ciceklerin ve yureklerin actigi Cennetin kirlarina dogru Benimle birlikte yukselin.

Sevginin inkarinda olmaniz asla gerekmemisti. Ayin evreleri gibi sevginin de kuculerek azalmasi asla murad edilmemisti. Sevginin her zaman kendi akisi icinde olmasi, dalga dalga cogalmasi murad edilmisti. Simdi yureginizi askla, sevgiyle dolduruyorum Ben. Su andan itibaren cok saglam yurekli olacaksiniz. Kainati sevgi teslim almaktadir simdi. Dalga dalga her yana sicrayan sevgiyi hissediyor musunuz simdi? Yureginizi ve gordugunuz dunyayi doldurmakta olan sevginin ortaya cikisini hissediyor musunuz? Bakilacak sey sevgidir simdi. Gorulecek sey sevgidir simdi. Bu bir tek sey, bu sevgi farkindaligi dunyayi alt-ust edecek seydir - yani dogru tarafi "ust" kilacak seydir. Dunya dogrulup duzelmektedir artik. Simdi sapasaglamsiniz artik. Sizi kollarimda tasiyorum Ben. Ne de hos bir
dusuncedir bu.

Sabahlari, etraftaki mevcut tehlikeleri kolacan ederek evden ayrilmayacaksiniz artik.

Simdi gozleriniz, yureginize ve etrafinizdaki her seye doldurdugum sevgiden yana bakmaktadir. Sevgi uzerine bir seyahate cikiyorsunuz. Bu asIk olacaginiz, aska duseceginiz anlamina gelir. Sevgiyle bu kadar doluyken, sevgiyle bu kadar sarmalanmisken asIk olmaz da ne yaparsiniz ki? Dusecek baska bir yer yoktur. Simdi
aska dusun. Benimle aska dusun, Bana asIk olun ve Benim Hilkatima asIk olun, boylelikle yuceleceksiniz. Size dunyayi bahsettim Ben. Onda yasamaniz ve onda sevmeniz icin size verdim onu. Simdi askla kuvvetlendiniz, cok guclu kilindiniz ve artik sevgiyi goruyorsunuz, sevgiyi deneyimliyorsunuz, sevgiyi seviyorsunuz ve yaptiginiz budur simdi. Tam zamanli asIksiniz, tam zamanli ask icindesiniz.

Eger bir madende calisiyorsaniz su andan itibaren sevgi kazacaksiniz.

Eger bir fakultede ogretmenlik yapiyorsaniz sevgiyi ogreteceksiniz.

Sevgi gemisinin pruvasindasiniz. Nasil da mutlu bir yolculuktur bu.

Eger bir asciysaniz sevgiyi servis edeceksiniz. Eger bir restoranda yemek yiyorsaniz sevgiyi yutacaksiniz. Neredeyseniz, ne yapiyor olursaniz olun, sevginin gozlerine bakacaksiniz ve Beni goreceksiniz, kendinizi goreceksiniz. Sevgiyle goz goze olacaksiniz. Sevgiyi ucarken yakalayacaksinz. Sevginin sihirbazi olacaksiniz. Sevgiyi havaya firlatacak ve onu yakalayacaksiniz. Sevgi, sevginin uzerinde bayram yapacak. Sevgi cadelerde yuruyecek. Sevgi yeryuzundeki hakettigi yere ulasmis olacak ve mutlu olacaksiniz, cok mutlu olacaksiniz, cunku sevgiyle uzlasmis, onunla barismis olacaksiniz.

Ceviren: Engin Zeyno Vural
www.heavenletters.org

Sevgi ve sifayla kalin,
Sifa Cemberi 

20 Mayıs 2012 Pazar


Sevgili Arkadaşlar,
Boğa ve Terazi burçlarının yönetici gezegeni Venüs’ü,  bu günden itibaren retro hissetmeye başlıyoruz İkizler burcunda.  27 Haziran tarihine kadar sürecek olan bir dönem bu. Ayrıca bir de İkizler Güneş tutulması gelmekte aynı dönemde. Gökyüzü oldukça hareketli:J)
Bu konuyla ilgili pek çok değerli bilgi ve yazı var. Ben de ruhsal tarafını içimden geldiğince paylaşmak istiyorum.
Bir gezegeni retro hissettiğimizde, o gezegenin ifade ettiği konularda derinleşiriz. Bazen daha önce görmediklerimizi fark ederiz. Zorlayıcı tarafları da olabilir ama amaç aslında o konularda şifalanmak ve hayatımızda dokunduğu alanları temize çekmek olmalıdır.
Venüs’ü nasıl biliriz?:J
Dişi enerjidir o. Baştan çıkarıcıdır. Gökyüzünde pırıl pırıl parlar.  Güzelliktir, zerafettir,  tutkudur, aşktır, yaratıcılıktır, ilişki kurma-sevme ve sevilme ihtiyacımızdır.
Öncelikle kendimizle olan ilişkimizi ifade eder Venüs.  Onu anlayıp onunla uyumlandığımızda, tüm haritamızdaki gezegen ilişkileri de rahatlar bir anlamda.
Bu retro döneminde, ilk başta kendimizi sevmemizi ve kendimize değer vermemizi istiyor Venüs ama dengede olarak. Bu konuda da dengeden çıkabilmek çok mümkün çünkü. Kendimizi ne kadar seversek, sevdiklerimize de o oranda akıtabiliriz sevgiyi. Spiral her zaman içerden dışarıya doğrudur. Aksi halde o sevgi karşı tarafa yük olur, bağımlılık olur bazen…Karşı taraf kim olursa olsun aldığı sevgi onu rahatsız eder…pas tadı kalması gibidir ağzımızda  o kadar lezzetli  yemeği yediğimizde bile…
Kendimizle ilişkimizi düzeltmemizi istiyor Venüs. Varsa içimizdeki öfkeleri yaşayıp dönüştürmemizi. Çok yol aldık bu konuda ama yok saymayalım onları. Her şey toz pembe değil bu yaşamda. Temizlenmeye  fırsat veriyor bu dönem. Sevgi gezegeni o çünkü. Ya Vedud diyor bize…Sevgiyle, ilişkimizi şifalandırabileceğimizi hatırlatıyor. Yaradan’a ve Varoluşa duyduğumuz sevginin önce kendimizle ilişkimizi şifalandırması, ardından tüm ilişkilerimize yansımasıdır bu. Zihinle anlaşılabilecek bir şey değil. Bırakalım bu dönemde sağ beynimiz daha aktif olsun. Anlamaya çalışmayalım, sadece niyet edelim ve hissedelim. Duygumuzun içindeki bilgiyi bir şekilde bileceğiz zaten.
Dişi enerji Venüs. Dişi tarafımız. Yaradan ve evrenle bağlantıda olan tarafımız. Sağ beynimizle anlayabileceğimiz bir enerji. Bir de karanlık tarafı vardır ve eğer Venüs sol beyinle hareket ediyorsa ortaya çıkar. Sol beynin korkularına, ihtiraslarına düşerse çok zorlayıcı ve kıskanç bir dişi enerji olabilir. Hiçbir şeyden tatmin olmayabilir. Zevk ve sefayı abartabilir. Sevgiyi, aşkı, yaratıcılığı dünyasallığa heba edebilir.
Oysa dişi enerji korkuya düşmez ve içten bilir her şeyi. Varoluşla bağlantıdadır ve teslimiyettedir. Bir adım atıyorsa içten gelen bir bilişle yapar bunu. Ne olacağını sorgulamaz. “An”da yapılması gerekenleri yapar ve güvenir varoluşa. Zorla olmaz bu güven!, içten gelir. Bir şekilde bilinir ve bazen açıklamakta zorlanır kişi bunu etrafına. Bahsettiğim kadın veya erkek olmak değil, dişi ve eril enerjilerimizdir.  Eril tarafı daha güçlü kadınlar olduğu gibi, dişi enerjisi güçlü ve bilişte olan, yaratıcı erkekler de çoktur.
Dişi tarafımızı sahiplenmemizi işaret ediyor bize Venüs, öncelikle kadın ve erkeğin içindeki enerjiler olarak.
Ve ayrıca kadın olarak dişiliğin sahiplenilmesini de…Bir kadın dişiliğini dengeli bir şekilde sahiplenirse, bu erkekleri de olumlu etkileyecektir.Bir kadın kendine değer verdiğinde bu dışarıdan anlaşılır. Bir kadın dişi enerjisiyle bütünleştiğinde, bu dışarıdan anlaşılır. Dış görünüşten tamamen bağımsız bir şeydir bu. Venüsyenlik güzelliktir evet. Ama iç ve dış güzelliğin dışa yansımasıdır esas olan. Ve dişi enerjisiyle barışık olan her kadın bütünsel olarak güzeldir. Kendini iyi hisseder. Olumludur.  Doğal bir seksiliği vardır. İçsel olarak güçlüdür. Biliştedir. Akıştadır. Bereketlidir. Problem çıkarmaz ilişkilerde. Çözümsüz problemlerin olduğu ilişkilerde yer almaz zaten. Kıskançlıklara düşmez, talepkar olmaz. Partnerini değiştirmeye çalışmaz. Kendi evreninden baktığının bilincindedir. Kendi evreninde, kendinde yapar değişimleri, beklentiye girmez. Hiçbir ilişkiyi oldurmaya çalışmaz.
Venüs hatırlatıyor bize: “Hiçbir şeyin zor olması gerekmiyor. Zorlayarak değil, o enerjiyle titreştiğin zaman açılır yollar. Hatırla, en güzel ilişkin hiç beklemediğin anda çıkmadı mı karşına? Puzzle’ ın iki parçası gibi oturmadınız mı yerinize o anda? Aynı zamanda aynı duygular içinde değil miydiniz? Biriniz geç, biriniz erken değildiniz…Biriniz artık  yorulup gittiğinde diğeriniz harekete geçmemişti…Aynı zamanda aynı yerde idiniz. Aynı zamanda aynı titreştiniz…Bunu zorla “ol”durabilir misiniz?”
Gerçek Venüsyenliktir bu bilişte olabilmek…ve bu dönem içimizdeki Venüs’ün bize akan enerjisini alıp dönüşme ve bunu hayatımızın her alanına yansıtma  zamanıdır arkadaşlar.
Venüs bereketle bağlantılıdır. Evrenin bolluk ve bereketiyle ilişkimizdir. İnişler, çıkışlar yaşayabiliriz bereketimizde ama güveni kaybetmememizdir esas olan.  Dişinin bilişini buraya da taşıyabilmeliyiz. Zorla değil, içten gelen bir biliştir bu yine. Gelecekten korkmamaktır. Bir kapı kapandıysa, bir diğeri açılacaktır. Yollar birleşecektir. Aynı titreştiğimizde…
“Sevgi de sensin, değer de sensin, aşk da sensin, para da sensin, yaratıcılık da sensin, dişilik de sensin…Hepsini SEN SANA veriyorsun.” diyor Venüs, 
“Şu anda kendine ne verdiğine bir bak!”
“Sana evrenden gelenin ne kadarını kendine vermektesin?...”
Venüs İkizler burcunda olduğu için Merkür de devreye girecektir. İletişim ve akıl gezegeni. Ve sorgulamamız beklenir bizden ilişkilerde zihinde olan tarafımızı:
İlişkilerde ne kadar zihinle ilerliyoruz? Bir Mühendis gibi mi yaklaşıyoruz ilişkilere?
Mükemmel aşkı mı arıyoruz? Gerçekleşmesi imkansız idealler peşinde miyiz?
Kendi değerler sistemimiz aşılması imkansız bir seviyede mi?
Kendimizi mutlaka sevmeliyiz ama kendimize narsist bir şekilde hayran mıyız? Kimse bize uygun değil mi?
Hep sıra dışı ilişkilerin peşinden mi gidiyoruz?
Duygularımızı ifade edebiliyor, sevgimizi dile getirebiliyor muyuz?
Taahhüt içine gireceğimiz ilişkilere girebiliyor muyuz?
Güçlü duygusal bağlar kurmaktan ve aşık olmaktan kaçıyor muyuz?
Her anlamda ve her çeşit ilişki kurma biçimimiz nasıl? Tüm bu ilişkiler arasındaki uyumumuz nasıl?
Bireyselliğimiz ve birliğimiz var yine Venüs’ün mesajı içinde…Ne kadar kendimiz olabilirsek, o kadar birlik içinde olabileceğimiz bu, başka bir deyişle. Koç ve Terazi aksının yansıması. Burçlar kuşağında Koç burcu ile çıktığımız yolculuğumuzda, kişisel haritalarımızda Terazi burcuna gelene kadar “ben” olmayı öğreniriz. Terazi’ye geldiğimizde yönetici gezegeni Venüs bize  “Şimdi birliği ve biz olmayı öğrenme zamanı “ der. Terazi,  Koç burcunun karşısındadır. Koç ile  başlayan “ben”, Terazi’de ilişkiler içinde “biz” olur ama “ben”i kaybetmeden. Ne kadar dengeli bir şekilde “ben” diyebiliyorsak, o kadar korkmayız kendimizi kaybetmekten ve yok olmaktan “biz” içinde…
Ve önemli bir husus da, 6 Haziran’da deneyimleyeceğimiz Venüs döngüsü. Venüs döngüsü, Venüs ve Güneş’in gökyüzünde her sekiz yılda bir aynı burçta kavuşum yapmasıdır. Rahman’ıyla kavuşur Venüs’ümüz! Özden gelen yansımalar alırız. Kök eril enerjimiz olan babamızla olan ilişkimizi temize çekmeye açabiliriz kendimizi. Güneş ve retro Venüs İkizler burcunun 15. derecesinde buluşuyorlar.
Daha önceki kavuşum 2004 yılında idi ve  bizim için referans olabilir bu anlamda. Ancak bu 8 sene boyunca çok büyük ilerlemeler kaydetmiş olduğumuzu ve bilincimizin yükselmiş olduğunu da unutmayalım!:J  8 sene önceki Venüs enerjimizle bugünkü Venüs enerjimiz birbirinden tamamen farklı! Sevgi, paylaşma, kendimizle olan ilişkimiz, değer duygumuz, bereketle bağlantımız, tüm ilişkilerimiz, yaratıcılığımız bambaşka bir yerde şimdi. Biz hangi basamakta isek, gezegenler bize o basamakta seslenirler…
Venüs bir burçta Güneş ile kavuşum yaptığında, önümüzdeki 584 gün boyunca o burcun konularını kendimize ve ihtiyacımıza göre deneyimleriz. Tabii kişisel haritalarımızda o alanın hangi etkiler altında olduğu da önemlidir.  Kavuşumla birlikte yaklaşık 584 gün çok genel olarak söylemek gerekirse, İkizler’in merak, deneyim ve çeşitlilik ifade eden tarafı, farklı kişiler ve farklı çevrelerde olma, sosyalleşme,  iletişimin ve paylaşımların  ön plana çıkacağı bir dönem olabilir. Bu, her kişi için kendi en yüksek ihtiyacına göre yansıyacaktır. Amaç dengeye gelmektir.
Ayrıca, dişi ve eril bütünleşmesine yönelik etki olacaktır,  çünkü öncesinde  20 Mayıs’ı, 21 Mayıs’a bağlayan gece  İkizler burcunda Güneş tutulması gerçekleşiyor. Her Güneş tutulması yeniaydır. Ay ve Güneş birleşirler. El Rahman ve El Rahim birleşir. Dişi ve Eril birleşir.  Venüs de, İkizler’de retro iken, içimizdeki dişi ve erilin dengelenmesinin bilincimize yükselmesi anlamında çok büyük bir destek olacaktır ve bu önümüzdeki 584 güne yansıyacaktır. Değerlendirebilmemizi diliyorum.
Daha önceki yazılarımda paylaştığım gibi,  İkizler’in gezegeni Merkür elinde “Kaduse” adlı bir  asa tutar. Kaduse tıbbın sembolüdür aynı zamanda. Cennete geri dönüş yolculuğumuzu, içimizdeki dişi ve eril enerjinin birleşmesini ve dengeli bir şekilde omurga boyunca yükselerek aydınlanmamızı ifade eder. Bu dengeli birleşme ve yükseliş sonsuz şifadır. Şifamızın içten geldiğini anlatır bize!
İkizler burcu dişi ve eril enerjiyi birleştirendir. İkizlerin “öğrenme ihtiyacı içinde olduğu” ve bize yansıttığı “gerçek iletişimde” dişi ve eril dengesi, sağ beyin sol beyin dengesi, yukarı ve aşağının dengesi var. Tanrısal tarafımızla dünyasal tarafımızın dengesi var. Güneş ve Ay’ın, Rahman ve Rahim’in dengesi var.
Hayatımızın her alanı dişi ve eril dengesine ihtiyaç duyar aslında!
Bizim kabımızın içinde ne kadar bütünleşmiş ve dengede enerji var ise, evren tarafından doldurulacak olan  da o dur.
Önümüzdeki dönem, geçmişte eksik kalanların  şimdi tamamlanması, onarılması, yenilenmesi için çok uygun bir dönem. Her anlamda şifalanma için çok uygun bir dönem. Bir anlamda hayatımızın dengelenmesine vesile olacaktır Venüs. Bunu fark edelim. Buna kendimizi açalım. Varoluşa ve Yaradan’a, nefesimize, bedenimizin her bir organına, sevdiklerimize ve hayatımızdaki tüm kişilere, tanımasak da gönül bağı içinde olduğumuz herkese, doğaya ve tüm canlılara, evrensel sisteme, bize destek olan tüm varlıklara yeniden ve yeniden şükredelim. 
Her daim sevgi ve ışıkla kalabilmemiz dileğiyle,
Serpil Doğançay
15 Mayıs 2012/GÜMÜŞLÜK


14 Mayıs 2012 Pazartesi

Isik olsun!

Yarin, 15 Mayis'ta cok ozel bir firsat var arkadaslar: sabah uyandiginiz anda yapacaginiz 3-4 dakikalik bir calisma! Beki 
Not: Gun icinde okursaniz, gun dogumuna niyet ederek yapin calismayi...

Isik olsun!

Bu mesaj, dunyanin neresinde olursaniz olun, siz isik iscileri icin… 15 Mayis 2012’de gundogumu ile birlikte, her birimiz icin isik verme ve hem icimizdeki hem de “disimizdaki” karanligi donusturmek icin cok ozel bir zaman dogacak. Gun dogdugu anda her birimizin yanibasinda iki kapi acilacak: biri isigin, diger de karanligin kapisi. Bu olusum, tek tek dunyada yasayan herkes icin ve toplu olarak hepimiz icin olusacak: yani insanlik ve dunya icin de olusacak. 

Bu ana nasil yaklastigimiz son derece onemli, hem bireysel olarak bizim icin, hem de toplu olarak, isiga yolculugumuzda insanlik ve dunya icin. Sunu hatirlamamiz onemli: eger bizler isigi seciyorsak, bu secimle birlikte her seye sevgiyle yaklasmayi da secmeliyiz. Bu da, karanliga da sevgiyle yaklasmak demektir. Isigi secmek, her seyin ama her seyin Allah tarafindan yaratildigini hatirlamaktir. Yani her seyin ozunun aslinda sevgi oldugunu, baska hicbir sey olmadigini hatirlamak demektir isigi secmek. Isik iscilerine dusen, hem icimizdeki hem de ‘disaridaki’ karanliga sadece ve sadece sevgiyle yaklasmak, ve ona sevgimizi akitmaktir. Icimizde ve disimizda olan her seye sevgimizi akittigimiz zaman karanlik donusur, ya da en azindan isik artar.

Kisa bir sure once rehberim bana Atlantis ve Lemurya doneminden gelen ve unuttugumuz bazi hikayeleri hatirlatti. O zamanlar insanlik olarak bir kez daha isiga cok yaklasmistik. Neredeyse basarmistik. Fakat o zamanlarda bir hata yaptik, ufacik bir hata… Rehberim bu konuda soyle dedi:

“Bazen, isikta olmak, tamamen korundugun iluzyonunu yaratabiliyor, ama burada cok ince bir cizgi var. Ve bazen, maalesef ki bazen, insan isiktayim diye, egosuna yenik dusebiliyor. Bu yuzden gecmiste olanlari hatirlamak, ayni tecrubeleri tekrar yasamamak icin onemli. Hatirlayin: siz isiga ne kadar yaklasirsaniz, karanlik da size o kadar yaklasiyor, cunku karanlikla isik arasinda bir denge var. Sadece karanligi sevgiyle kabul ederseniz, bunu basarabilirsiniz. Karanligi sevgiyle kabul edebilmek icin de, gecmiste olanlari tekrar yasamamaniz gerekir.

Gecmistekiler karanliga sevgiyle yaklasmadilar. Karanlik, isiktakileri sadece isiktakilerin kendilerini karanliga cekmesiyle yendi. Aslinda karanlik hicbir sey yapmadi. Sadece isikta olanlar, “Biz karanliktan cok daha gucluyuz. Biz karanligi yendik!” diyerek, kendi kendilerini karanliga cektiler. Karanlik sadece seyretti.” 

Bu sefer, biz farkli davranacagiz. Isigimiz artirmanin en iyi yolu, karanliga saldirmak degil, karanligi sevgiyle kucaklamaktir. En guclu ve en dogru yol, hem icimizdeki, hem de disimizdaki karanliga sevgi ile yaklasmak, ona derin, icten ve saf sevgimizi yollamaktir. 

“Siz, gunessiniz.” dedi bana rehberim. “Karanligi, kar parcaciklari gibi dusunun. Siz onlara isiginizla dokundugunuzda, onlar da degisecek, sifalanacak ve suya donusecekler.”

Bu sozleri duydugumda gozlerimin onunde beliren goruntu, dogan gunesin dunyamizi aydinlattigi goruntusuydu. Gun dogumu anini dusunun… Gunes ufukta belirir ve gunes yukseldikce, karanlik dagilir, etraf isir. Biraz yukaridan gunesin dogumunu izlediginizi hayal edin: aydinlik yeryuzune yayildikca, karanlik geri cekilir ve isiga donusur. Etraf giderek daha da cok aydinlanir; gayet dogal bir sekilde, buyuk bir guzellikle ve sevgiyle. Iste mesaj da bu.

Yani, 15 Mayis 2012’de uyandigimiz anda, hepimiz icin gecerli olan rehberlik soyle: 

Her iki yanimizdaki kapilari dusunun: isigin ve karanligin kapilari: hem icimizdeki, hem de disimizdaki isik ve karanligin kapilarini. Derin bir nefes alin ve piril piril, simsicak bir gunesin tac cakranizdan girerek, asagiya dogru tum varliginiza yayildigini hayal edin, veya buna niyet edin. Bu gunes vucudunuzdan asagiya dogru inerken, yolundaki her seyi saf isiga donusturecektir. Gunes kalbinize ulastiginda, en cok sevdiginiz insani dusunun. O kisiyle gecirdiginiz en guzel ani dusunun… Yureginizin tamamen sevgiyle doldugu, o buyuk sevginin yureginizden aktigi ani hissedin. O sevginin yureginizden aktigi, yuzunuze sevginin gulumsemesinin yayildigi an, derin bir nefes daha alin ve kalbinizdeki gunesin, sizin sevginizle isiyarak icinizdeki HER SEYI aydinlatmasina izin verin. Isterseniz o an sunu soyleyebilirsiniz: 

‘Icimdeki, disimdaki, butun karanligi sevgiyle kucakliyorum. Sen bensin, ben senim, biz isigiz…’

Birakin o gunes, asagiya insin ve her seyi isiga donustursun. Gunes tabanlariniza ulastiginda, batip tekrar dogmaya hazirdir, tipki Avrupa’da batan gunesin, Asya’da dogmak uzere olmasi gibi. 

Ve simdi, yepyeni bir gunes, dogmaya hazirdir… O yeni dogan gunes, basinizin uzerindeki tac cakranizdan asagiya iner ve her seyi aydinlatir. Biraz once biz, icimizdeki karanligi sevgiyle kucaklarken, gunesin her seyi ama her seyi sevgiye donusturmus oldugunu bilin. Icimizde henuz sevgi olmayan ne varsa, hepsi sevgiye ve isiga donustu – dogal ve guzel bir sekilde, ve sevginin mucizevi gucuyle.

Biz parladikca, dunyamiz da parlar. Ve bu, boyledir.

Cunku icerisi nasilsa, disarisi da oyledir. Ve oyle de oldu.

Sevgi ve isikla,

Beki Ikala Erikli

10 Ocak 2012 Salı

ALTIN YOL: YÜKSEK BİLİNCE GİDEN GÖKKUŞAĞI KÖPRÜSÜNÜ GEÇMEK


Yeni Dünya Enerjileri Aralık 2011 / Ocak 2012 

Başmelek Mikail ~ Celia Fenn kanalıyla

Sevgili Işık
Ailesi, 2011 yılının sonunda ve çok önemli 2012 yılının başlangıcında, Altın
Yola gelişinizi kutlamaktan çok memnunuz! Bu, Dünya Gezegeni üzerinde Yüksek
Bilince ve İlahi Sevgiye giden yolunuzdaki son adımlar dediğimiz şeydir. Dünya
ve onun üzerindeki herkes bu yılın 12/12/12 ve 21/12/12 arasında açılacak olan
Kozmik Portala uyumlanırken, Altın Yol 11/11/11'de açıldı. 

Sevgililer, bu
çok önemli bir zamandır, bu birlikte yıllardır çalıştığımız şeydir. Buna, tüm
hayallerin ve vizyonların Kozmosun her
seviyesinde Varoluşun yeni yoluna uyumlandığı "Fırsat Düğümü" adını
veriyoruz. Ve Dünya bu Geçişin odak noktasıdır, çünkü Dünya Kozmik Mesih
Bilincinin Altın Işığına girerken, "Samanyolu" Galaksinizde
doğurulmakta olan gelecekteki "Altın Galaksi"nin bir kalıbı veya
mavikopyası olarak kendi Kaderine açılıyor. Buna "Altın Gül
Galaksisi" demeyi tercih ediyoruz, çünkü olmakta olan şey budur, Kozmik
Işık Lotusunun merkezindeki Altın Gül. 

Ama, bu
gelecekte olacak, Dünya kendi Kaderine açılırken, 2013'ün ötesindeki yol. Bu
2012 yılında, Gökkuşağı Köprüsünü açacaksınız ve Yüksek Bilincin Altıncı ve
Yedinci Boyutlarına geçeceksiniz. Ağustos'taki Aslan Kapısında "Işığın
Yerküre Koruyucu Konseyleri"nin Bilincine, Gezegeni Işıkta tutanların ve
onun gelecekteki rotasını yönlendiren ve belirleyenlerin ve yeni yapıları ve
kalıpları tezahür ettirenlerin Bilincine
gireceğiniz Sekizinci ve Dokuzuncu Boyutlara erişmeye hazır olacaksınız.

Sevgililer, bu
yıl "Büyük Geçiş" olacak ve size diyoruz ki - bu zaten gerçekleşti!
Son yıllarda birçoğunuzun yapmış olduğu güzel ve kalpten sevgi çalışması
"çekirdek" bir Işık Ailesi yarattı, Dünya Kozmosun Elmas Kalbine
uyumlanırken, onu Kozmik Mesih Bilincinin Altın Işığında taşıyan ve Kristal
Izgaralarda Işığı tutan Işık Topluluğunu yarattı. 

Sevgililer, bu
gerçekten kutlanacak bir zamandır - Yeni Yıl, Yeni Çağ, Yeni Dünya ve doğmakta olan
Yeni Galaksi! 

Gökkuşağı Köprüsü ve Işığın Yüksek
Boyutları 

Sevgililer, Gökkuşağı Köprüsü
dediğimiz şey, Dünya Gezegeninden Yüksek Boyutlara giden Işık Yoludur. Galaktik
çatışmaların bitişinden ve Dünyadakilerin yoğunluğa düşmesinden sonra bu Gökkuşağı
Köprüsü ile bağlantı binlerce yıl kopuktu. Bunların hepsi büyük planın
parçasıydı ve şimdi sizler yoğunluğun bu alt seviyelerinde evriminizin
meyvelerini almaya ve Bilincin Yüksek Boyutlarına ve "Yıldız
Çocukları" veya İnsan Melekler ve İlahi Işık Varlıkları olarak Kozmik
Benliklerinize Gökkuşağı Köprüsünü yeniden birleştirmeye hazırsınız. 

Gökkuşağı Köprüsü her birinizi ve
yükselen Dünyayı Bilincin Altıncı Boyutuna bağlayan ışık köprüsüdür. Gökkuşağı
Köprüsü Ağustos 2011'de Dünyaya yeniden bağlandı ve ilk bağlantılar Norveç ve
Finlandiya'nı
n Kuzey Kutbu Çemberi bölgelerinde yapıldı. O zamanda, Deniz
Memelileri, Elementaller ve Peri Krallıkları Gökkuşağı Köprüsünü yeniden
bağlamak ve Altıncı Boyuta Işık Portalları açmak için Işık Ailesine yardımcı
olmak için çalıştı. 11/11/11'de Gökkuşağı Köprüsü ayrıca Kuzey Amerika ve
Hawaii'de yeniden bağlandı ve Aralık ayında Arjantin, Güney Afrika ve
Avustralya'da yeniden bağlantılar yapıldı. Köprü kuvvetlenmeye devam edecek ve
Yüksek Bilince Altın Işık Yolu sağlayacak. 

Altıncı Boyut Arketip İmgelem
Alemi ve Sihir, Rüyalar ve Yaratıcılık Alemidir. Bilincin bu seviyesine
girenler Birlik Bilincinin Beşinci Boyutunda ve İlahi Rahmet ve Şefkatin Kalp
Merkezinde sağlam şekilde "topraklanmış" olmalıdır. Çünkü bu seviyede,
kendi hikayenizin Üstat Dokuyucusu olursunuz. Hayatınız bir Sanat Eseri, bir
Hikaye, bir Şiir veya Bir Dans haline gelir ve Harika Işık Dokuyucusu olarak
yaratmak ve tezahür ettirmek için Arketip enerjileri çağıran Sizsiniz. 

Bu Yeni Dünyada ve bu Rahmetin
Altın Çağında, var olan Arketiplerin üstadı olacaksınız ve yeni Arketipleri
yaratacaksınız. Bu, Dünya "Yaradılışın Altıncı Boyut Dokuma
Tezgahı"nda dokunan Arketiplere ve Hikayelere uygun olarak
"realiteyi" tezahür ettirirken, Yeni Dünya için zorunludur. Işık ve
karanlı karasındaki çatışmasıyla dualitenin büyük hikayelerini geçmeniz ve
Birliğin yeni hikayelerini dokumaya başlamanız zorunludur. 

Sevgililer, her biriniz bir Işık
Dokumacısı, bir Hikaye Anlatıcısı ve bir Şair, bir Işık Dansçısısınız. Her
biriniz Hayatınız olan bir Sanat Eseri yaratıyorsunuz. Bilincin bu seviyesine
girdiğiniz zaman, yaptığınız her seçimin yaşamın büyük tasarımında ve Gezegenin
büyük tasarımında bir ışık ipliği olduğunu görmeye başlarsınız. 

Çünkü aslında Sevgililer,
Kozmosun kendisi İlahi İradeye ve Ruh ve Kutsal Zihin ile Birlikte -
Yaratıcılar olarak her biriniz tarafından yapılan seçimlere uygun olarak
sürekli evrimleşen ve değişen harika bir Sanat Eseri gibidir. Bu seçimler saf
bilinçten ve Yüksek Hayır niyetiyle yapıldığı zaman, İlahi Yaratıcı Zekanın bir
kanalı olursunuz ve hem Tasarımın bir parçası hem de tasarımın Yaratıcısı
olursunuz. Ve, bilinçli bir şekilde! Bu harika bir armağan değil mi,
Sevgililer. 

Ve böylece bu 2012 yılında, sizler
Işığın Altıncı Boyutuna götüren Gökkuşağı Köprüsünü geçerken, hayatınızın ve
işinizin Dünyanın, Ruhunuzun ve İlahi Kozmik planın enerjileriyle tam olarak
uyumlanabilmesi için, kendinizi Dünya Yıldızı ve Ruh Yıldızı çakralarına
topraklamak için, topraklanma egzersizleri ile çalışmaya devam etmeniz
gerekecek. 

Sizler Altıncı Boyut
enerjilerinde üstat olurken, Altın Gül veya Lotus Alanı adını verdiğimiz
Yedinci Boyuta erişmek için Gökkuşağı Köprüsünü kullanacaksınız. Burada
"yükselmiş" bilince tam olarak girersiniz ve bir "İnsan
Melek" olarak kendinizin tam farkında olursunuz. Bu noktada, Dünyaya İlahi
Işığı ifade eden ve yayan muazzam bir Işık Çiçeği yaratmak için Taç Çakrası ve
Ruh Yıldızı Çakrası birleşirler. Bu noktada, kendinizi gerçekten bir Işık Varlığı
ve Dünyaya bir Işık olarak bilirsiniz. 

Yenileme Kodları ve Yeni
Yaratım 

Sevgililer, 11/11/11'de sizler
11/11 portalı ile çalışırken, ayrıca "Yenileme Kodları" adını
verdiğimiz şey ile kutsandınız. Bunlar "Yeni Cennet ve Yeni Dünya"
için evrimin sonraki aşamalarının bilgisini içeren Kutsal kalpten gelen Işık
impalsları/itkileridir. 

Çok Boyutlu Dünya ve onun
Varlıkları Yeni Yaratım için bir Potadır. Yenileme Kodları, Yeninin ortaya
çıkmasını sağlamak için Kozmik DNA'da Potansiyel Anahtarları aktive eder. Uzun
"durgunluk" sona erdi ve son yıllardaki değişiklikler Dünyayı ve onun
sakinlerini bir kez daha Kozmik zaman akışına salıverdi. Bu akışta, büyüme ve
değişim potansiyelleri Seçim vasıtasıyla hızlanır ve aktive olur. 

Sevgili Işık Ailesi, Doğal veya
İlahi Zamanın bu Akışına girdiğiniz zaman, seçim vasıtasıyla tezahür ettirme
yeteneğiniz yoğunlaşır. Altıncı Boyut ile çalıştıkça ve usta dokuyucular haline
geldikçe, Yeni Yaratımlar için İlahi Yaratıcı Zekadan çekmek basit bir konu
olacaktır. 

2012'de Çok Boyutlu Dünya 

Sizler 2012'de ilerlerken, Çok
Boyutlu Realitede yaşamanın ne anlama geldiğinin artan şekilde farkında
olacaksınız. Işık Ailesi olarak siz Beşinci Boyutta topraklanacaksınız ve
Bilincin Yüksek Seviyelerine götüren Gökkuşağı Köprüsünü geçeceksiniz. Yeni
Dünya için Liderler ve Yol Göstericiler olacaksınız. 

Ama, bu noktada birçok insan
liderler ve yol göstericiler olmayacak. Kendi Çok Boyutlu Realitelerini
keşfetmek için eski Üçüncü Boyut şartlanmalarını salıverirken hala uyanışın erken
aşamalarında olanlar ve kafası karışmış ve endişeli olanlar bulunacak. Onların,
Çok Boyutlu erişiminizde daha usta olanlarınızdan yardıma ve rehberliğe
gereksinimleri olacak. 

O zaman, Beşinci Boyut Dünyası
Realitesinin parçası olmayı seçmiş, ama bu zamanda tam bilince uyanamamış
varlıklar olacak. Bunlar sanki Üçüncü Boyuttaymışlar gibi yaşamaya devam
ediyorlar ve artık hayatlarının daha önceki gibi "işlemediğini"
görüyorlar. Bunlar gittikçe negatif, öfkeli ve değişken hale geliyorlar, çünkü
hayatın eski şekli parçalanırken, hayatları daha zorlaşıyor ve parçalanıyor. Bunlarla
koşulsuz ve sevgi dolu olabilirsiniz, ama onların negatiflik ve yoksunluk
dramalarına ve manipülasyonlarına çekilmeyin, çünkü bunlar dualite ve
güçsüzlendirmenin ve yaşamanın ve olmanın eski yollarının son kalıntılarıdır. 

Sevgililer, sizler Güçlüsünüz ve
Yaratıcısınız! 2012'de Kim Olduğunuzu hatırlamak ve Kaderinizin gerçeğini
Yaşamak için daha önce hiç olmadığı kadar size meydan okunacak. Ama, sizler
Gökkuşağı Köprüsünü geçip çok uzun zamandır sizden daklı olan Yüksek Işık
Alemlerine girerken ödüller büyük olacak. 

Şimdi Yeni Günü ve Yeni Dünyayı onaylamanın
zamanıdır. Sizler her anda Hayatınızın Hikayesini yaratan Çok Boyutlu Yıldız
Çocukları ve İnsan Meleklersiniz. Potansiyel çok büyüktür ve Seçme ve Yaratma
Özgürlüğünüzün Neşesi ve Kahkahası, biz Melek Alemlerindekilerin çok uzun
zamandır duymayı beklediğimiz Kutsamadır. 

Birlikte Yeni Cenneti ve Yeni
Dünyayı yaratacağız... Altın Gül Galaksisini!

Sizlere 2012'de Işık, Sevgi, Neşe
ve Bolluk ve en Sihirli Hayaller diliyoruz!

(Çeviri: Saffet Güler) 

©
2011-12 Celia Fenn and Starchild Global
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...